Dışişleri Bakanı, Libya’daki ateşkes sürecini kimlerin sabote ettiği ile ilgili ‘BAE daha agresif bu konuda. Hatta Fransa’yı da göz ardı etmemek lazım’ dedi. Çavuşoğlu, Berlin’de Mısır’ın da masada olduğu hatırlattı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, CNN Türk’te katıldığı canlı yayında, dış politika gündemine ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı. Libya’da Hafter’in ateşkes metnini neden imzalamadığı ve ateşkes umudunun tamamen bitip bitmediği ile ilgili sorulara Bakan Çavuşoğlu özetle şöyle yanıt verdi: “Moskova’daki görüşmelerde İngilizce metin üzerinde anlaşılmıştı. Sadece Arapça tercümesi konusunda bir görüş ayrılığı vardı. ‘Madem Arapça metin üzeride anlaşamıyorsunuz, İngilizcesi ortada; bunu imzalayın sonra İngilizcesini BM’ye gönderelim ve BM tercümesini yapsın’ dedik. Bu noktaya geldikten sorna Hafter Ruslardan zaman istemiş. Ama gece yarısı Moskova’dan ayrıldıklarını gördük. Burada Hafter’in Ruslar aracılığıyla bize ilettiği değişiklik önergelerini biz uzlaşı olsun diye kabul ettik. Bazıları doğrudan Libyalıları ilgilendiriyordu bir iki cümle de Ruslarla bizi ilgilendiriyordu. Ama ortaya bir uzlaşı çıksın diye tamam dedik. Bizim orada tüm gözlemlediğimiz, özellikle metin üzerinde bir mutabakat olduktan sonra bile imzalamaması nedeniyle edindiğimiz izlenim Hafter siyasi çözüme değil de askeri çözüme inanıyor. Hafter’in masadan kalkması Rusları hayal kırıklığına uğrattı.”
‘BAE VE FRANSA SABOTE EDİYOR’
Çavuşoğlu, Moskova’daki temasları sırasında Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısırlı yetkililerin de aynı zamanda Moskova’da bulunduğunu belirterek, “Biz Ruslara, ‘Biz bunları kesinlikle toplantılarımızda istemeyiz, bunlar anlaşmayı sabote edebilirler’ dedik. Ancak Ruslar ateşkese katkı sağlayacaklarına inanıyorlardı” ifadesini kullandı. Çavuşoğlu, krizin tırmanması yönünde özellikle BAE’nin agresif tutumuna dikkati çekerek, şöyle devam etti: “Bana göre BAE daha agresif bu konuda. Hatta Fransa’yı da göz ardı etmemek lazım. Fransa, Hafter’i destekliyor. Fransa, her konuda kendisine bir rol biçiyor, bir inisiyatif almaya çalışıyor. Orta Doğu, Suriye ve diğer konularda, hatta Berlin Zirvesi konusunda bile bunu gördük. Kendisinin içinde olmadığı birşeyi sabote etme konusunda Fransa’nın üstüne yok.”
‘MÜSLÜMAN KARDEŞLER DİYE BİR DERDİMİZ YOK’
“BAE’nin bizimle derdi ne” sorusu üzerine de Çavuşoğlu şunları söyledi: “Tek bir dertleri var. İhvan, Müslüman Kardeşler onların saltanatının yıkılması için çok büyük bir tehdit dolayısıyla Türkiye de darbeye karşı gelerek Mısır’da İhvan’ı desteklemiş oldu. Bizim Müslüman Kardeşler diye bir derdimiz yok ki halk kimi seçerse onunla çalışırız. Zaten Serrac’ın uzaktan yakından Müslüman Kardeşlerle herhangi bir ilgisi yok, zaten böyle bir insan profili de yok.”
‘BARIŞ GELECEKSE MISIR’LA DA ÇALIŞIRIZ’
Çavuşoğlu, Mısır’la ilgili de şunları söyledi: “Mısır’ın bir şartı var bizimle diyaloğa girebilmek için, oda ‘Erdoğan bizi eleştirmesin.’ Erdoğan ilkeli bir insan, darbeye de karşı. Değişik düzeylerde dışişleri bakanlığı olarak görüşüyoruz. En son New York’da BM’de görüştük. Daha önce Cumhurbaşkanımız da ‘Bakanlar düzeyinde görüşmeler olabilir’ dedi. Biz herkesle görüşüyoruz, görüşmemiz de lazım. Burada Türkiye’nin menfaatleri olunca. Yeri geldiğinde yumuşak gücümüz diplomasiyi, yeri geldiğinde de sahada sert gücümüzü göstermemiz lazım. Libya’da barış gelecekse Rusya’yla da çalışırım, Amerika’yla da çalışırım, şu anda olumsuz durum içerisinde olan Fransa’yla da çalışırım, eğer barışa katkı sağlayacak olurlarsa Mısır’la da çalışırım. Zaten Mısır da masada olacak. Kim olursa olsun barışa, huzura katkı sağlayacak kim varsa masanın etrafında biz hayır demeyiz. Şu anda Mısır ve İsrail’le ikili düzeyde ilişkileri düzeltiriz düzeltmeyiz bu ayrı bir konu. Uluslararası platformda o var diye kaçmak durumunda da değiliz ya da onlar da katkı sağlıyor diye hayır diyecek de değiliz.”
‘MAĞDUR ÜLKERE DESTEK VERİYORUZ’
Çavuşoğlu, dış politikaya yönelik “Yeni Osmanlıcı” “emperyalist” eleştirilerine şöyle yanıt verdi:
“Biz emperyalizme karşıyız. Antiemperyalistiz. Biz muhafazakar demokrat bir partiyiz ama emperyalizm karşıtlığı konusunda örneğin Küba’ya da destek veririz Venezuela’ya da destek veririz. Kim mağdur olursa destek veririz. Biz emperyalizme karşı bir yönetimiz. Cumhurbaşkanımızın emperyalizme, sömürgeciliğe karşı demeçlerini görmüyor musunuz? Suriye’de terörle mücadele etmek emperyalistlik mi? İsrail’in Filistin’deki zulmüne karşı çıkmak emperyalistlik mi? Ya da Osmanlıcılık? Hayır biz gücümüzü biliyoruz sahada ve masada gücümüzü biliyoruz potansiyelimizi de biliyoruz ve hayalci değiliz. Bizim politikalarımızı başka yönden eleştiremeyenler bazı Körfez ülkeleri de şimdi bunu söylüyor, ‘Osmanlıyı canlandırmaya çalışıyor o yüzden böyleler, o yüzden Libya’da bu tutumu sergiliyorlar’ gibi saçma iddialı var. Somali’deki mazlum insanlara mağdur insanlara veya Güney Sudan’da açlık kıtlık olduğu zaman veya Latin Amerika’da bir deprem olduğu zaman veya Asya’da oraya gidip o insanların beklentilerini karşılamak insani bir politika. Biz ecdadımızla gurur duyuyoruz, Osmanlıyla gurur duyuyoruz, iyi yanıyla kötü yanıyla her yönetimin eksiği olmuştur yanlışı olmuştur ama Osmanlıyla gurur duymak bugün yeni Osmanlıcılık ya da Osmanlıyı savunmak değildir.”